SON DAKİKA
Hava Durumu

Herkese Selam

Yazının Giriş Tarihi: 01.06.2022 18:47
Yazının Güncellenme Tarihi: 01.06.2022 06:47

Herkese selam,

Ülkemizin yayıncılık ve kültür yaşamına hatırı sayılır katkılarda bulunacağından emin olduğum,değerli dostum Yasemin Özcan Kaplan dergiye yazmamı istediğinde sevinerek kabul ettim. Ancak telefon kapandıktan sonra gerçeğimle yüzleştim ve çoğu meslektaşım gibi tıbbi konular dışında yazma deneyimim olmadığını farkettim. Öğrenci ve asistanlarımızla paylaştıklarımız dışında, bizler çoğunlukla, uzun eğitim ve uğraşlar sonrası edindiğimiz bilgi ve deneyimlerle diğer tarafa gideriz. Yıllar önce zorunlu hizmetten döner dönmez, şimdilerin ünlü bir film yönetmeni olan Derviş Zaim, anılarımı yazmamı istediğinde de ertelemiş ve bir türlü başlayamamıştım. Bir meslektaşımın senaryosunu yazdığı Nuri Bilge Ceylan’ın ‘Bir Zamanlar Anadolu’da’ filmini izlerken de buna çok hayıflanmıştım. Sürç-ü lisan edersek affola diyerek konuyu uzmanlık alanım olan güzellik konusuna getireyim.

‘Güzellik bakanın gözlerindedir’ ancak neye güzel diyoruz?

Güzellik; kişilik, zeka, zerafet ve cazibenin bileşimi olan ‘iç güzellik’ ile; sağlık, gençlik, ortalamaya yakınlık ve cilt yapısından kaynak alan ‘dış güzellik’in bileşimidir.  Fiziksel simetri, orantılılık, sıradanlık ve ikincil cinsel özellikler (dimorfizm) evrimsel süreçte eş seçimi yönünden sağlık, doğurganlık ve dengeli/yüksek bir genetik kalitenin göstergesidir. Güzel yüz tercihinin, evrimsel miras olarak hayatta kalabilmek ve güven arayışı yönünden bebeklik dönemlerinden taşıdığımız içgüdüsel bir duyum olduğu, değişik cinsiyet ve kültürlerde benzer çekicilik taşıdığı düşünülmektedir. Günümüzde bizlere de yol gösteren ideal yüz oranları arayışı tarih boyunca devam etti ancak bu konuda kesinleşmiş altın standartların olmadığını biliyoruz.  Ek olarak ifadeli ve bakımlı yüz hatları, saç rengi/sıklığı, dengeli pigment dağılımı, ses tonu ve koku da algımızı etkilemektedir.

Vücut ölçüleri açısından bel/kalça oranı, meme büyüklüğü konusunda yapılan çalışmalarda da kesin sonuçlara ulaşılmadı. Bu konuda da toplumdan topluma ve tarih boyunca değişkenlikler görülmektedir. Yiyecek kıtlığının olduğu geçmiş dönemlerde şişmanlık daha çekici bulunurken günümüzde bu durum tersine döndü.

Güzel bir yüze baktığımızda beynimizdeki dopaminerjik ödül sistemi uyarılmakta ve karşıdaki yüz de bize bakıyorsa kendimizi daha iyi ve mutlu hissetmekteyiz. Tarih boyunca devam eden güzellik arayışının temelinde özgüven ve mutluluğun yanısıra sosyal ilişkilerde başarı arzusu da ön plana çıkmaktadır. Bu arayış, 2. Dünya Savaşı sonrası sosyal refahın artışı ile birlikte geleneksel kozmetik yöntemlere ek olarak estetik cerrahiye olan talebi de artırmıştır. Bu dönemde doğumsal anomaliler, çene-yüz kırık ve deformiteleri, vücut deformiteleri, kapanmayan yaralar, yanıklar, onarım ve el mikrocerrahisi ilgilenen plastik cerrahi’nin  gelişimine paralel olarak estetik cerrahide de önemli gelişmeler olmuştur. Sonraki yazılarım ağırlıklı olarak bu konularda ilerleyecek olsa da bizlerin büyük özverilerle ve keyif alarak yaptığımız mesleğimizin incelikleri konusunda da ipuçları içerecektir.  Önümüzdeki sayıda buluşmak üzere…

YAZARIN DİĞER YAZILARI

    En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.